22 Aralık 2010 Çarşamba

Puzzlemania

Son günlerde puzzle sevdası aldı başını gitti. 13. Puzzleımı kucaklarken her parçaya sevgiyle dokunuyor, çevremdeki herkese bulaştırmaya devam ediyorum. Bir virüs gibi dolaşıyor aramızda puzzle tutkusu.

Evde mesai bitiminde evin kapsını hevesle açmamla başlayan ve  gece 03.00' lere  kadar yanından ayrılamadığım bir sevgili gibi oldu, yalnızlığımı paylaşan en samimi dost gibi sohbet etti benimle. 

"C" şeklini almış vücudum yerini amansız sırt ve boyun agrılarına bırakırken kendini, boynumdaki düzleşme fıtığa dönüşme  yolunda hızla ilerlese de vazgeçemediğim bir tutku bu.

Önceleri  bazı problemleri unutmak, kafamı dağıtmak için başladı bu sevda, ancak bağımlılık yaratacağını hiç düşünmemiştim tabii….

Yazın bazı dönelerinde Efeciğin babaannesinde olduğu zamanlarda bitirmek için büyük bir hevesle sabah uykusuz işe gitme pahasına 3 günde bitirilen puzzlelar Efe geldikten sonra 7-8 dakikalık Calio seanslarıyla bölünerek devam etti. 

Efe'ye de bu sevdayı aşılamak istesek de o en çok puzzleın bitmiş halini seviyor. Puzzleın camına dokunmayı ve puzzlerdaki kedileri saymayı...Saatlerce beni ve ona aldığımız puzzleı daire  kapısında sabırsızlıkla bekleyip benim evde unutuğumu görünce o güzel dudaklarını bükerek "Cici Abla yapbozum nerde, getirmedin mi?" diyince dayanmayarak alınıp gelinen puzzle Efe'nin " Cici Abla bana yardım eder misin ?" ricasına dayanılamayarak bir solukta bitiriliverir.... 

Başta Efe olmak üzere birkaç beye bu virüsü bulaştırmaya çalışsak da genelde bayanlar seviyor puzzle yapmayı neden dersiniz????

Sanki bayanlar ve puzzle arasında doğrusal bir ilişki varmış gibi geliyor bana....

Şöyleki, puzzleın her bölümü kadının haayttaki rolünü simgeliyor. Anne, eş, sevgili, ev hanımı, abla, kardeş, evlat,  aşçı, temizikçi, iş kadını, komşu, arkadaş, dost... Aklıma ilk gelenler bunlar, eminim bu liste uzar gider.


















Bu konuyu Tekrar Elif Şafak sözleriyle sonlandırmak yerinde olacaktır ...

"Puzzle gibi kadınların hayatı.  Parçalar bir bütüne tamamlanıyor elbet, ama parçalı kalma hali hiç değişmiıyor. Bazen kendimi aynı ana 8 top cevirmeye calısan bir akrobat gibi hissediyorum. Öyle zamanlar oluyor ki, toplar uyum içinde dönüyor, muazzam bir dengede, ahenkle. .. öyle zamanlar oluyor ki bütün toplar sözleşmiş gibi çıkıyor yörüngesinden hepsi paldır küldür  kafama iniyor. Hiçbir şey beceremiyorum. Hiçbir şeyi tam yapamıyorum."
 
 



Sanki hayatımızdaki her problemi tek tek ele almak gibi her parçayı oksuyor, parçadan bütüne doğru gittikçe  problemleri çözdüğümüzü düşünüyoruz ...



Bitirilen puzzleı çerçeveletip duvara astıktan sonraki halimiz de hayatta çok da kolay olmayan hatta çoğu zaman beceremediğimiz, bizi biz yapan değerleri bir arada görmemizi sağlamak belki de ... Her parçanın bir bütünü tamamladığını görmek hoşumuza gidiyor galiba... Ne dersiniz??


Zeynep

3 yorum:

  1. ellerine sağlık, ama bir gün puzzle görmeye tahammül edemeyeceğinden korkuyorum :)

    YanıtlaSil
  2. bugun benim de aklımdan geçti ama bu benim için gerçekten tutku oldu asiyemm ama şu bir gerçek ki biraz ara vermem ve abartmamam lazım

    YanıtlaSil