29 Aralık 2010 Çarşamba

Umut

Bundan tam 5 yıl 2 gün önce (tarih 27 aralık 2005) bunalımların en büyüğünü yasadığım günlerden biriydi. Kuzenim bir iş görüşmesi için Ankara’ya gelecekti ve bana birlikte gitme teklifinde bulundu.
Bende boş gezenin boş kalfası, hedeflerinin arasında yüksek lisans yapmak olan ama girmek zorunda hissettiği depresyonla bunu kendini oyalamak için yaptığını düşünen biriyim.
Kırkta yılda kızın işi düşmüş, pek gönüllü olmasam da kabul ettim teklifini…

Tam evden çıkmıştım ki aklıma günlerdir ulaşmaya çalıştığım, bir türlü telefonlarıma cevap bulamadığım kişiyle görüşme fikri geldi. Eve dönüp iş görüşmesi için daha uygun olabilecek kıyafetler giyip tekrar düştüm yollara… Umut dünyası işte… Çok da çaresiz görmüyormuşum demek ki kendimi…
Derken Ankara yolları taştan hesabı vardık Ankara’ya. Sonradan öğrendim ki 27 aralıkta yollarına düştüğüm Ankara’ya yıllar önce benimle aynı tarihte Ataturk’üm de gelmiş … Ne güzel tesadüf  :)

Dönüşte halimize gülüyoruz, ama çok da umutlu değiliz. Ne de olsa bir çok görüşme sonuçsuz kalmış. Ancak ertesi gün gelen bir telefonla hayatım değişti.
Kuzenim de ben de işe alınmıştık. Ve merhaba Ankara günleri….
Bazen çok zordu güzelim Eskişehir’i bırakıp gitmek. Ama gelgelim nerde doğduğun değil nerde doyduğun önemli demişler… Ama özgürlüğüm, kendime ait olacak yaşamım, hedeflerim ağır bastı atasözlerimizden cesaret alarak geldim başkente…
Tam 5 yılım geçti bu koca şehirde.















Kimi zaman çok zordu tek başına bir hayat kurmaya çalışmak. Hayatın dikenli yolları her yerimi delip geçerken dostlarım kol kanat gerdi, yıllardır yatılı okulda okuyan kardeşimle uzun zamandır yaşayamadığımız kardeşliliğimizi yaşadık, artık sadece kardeşim değil ev arkadaşımdı. Ama en zoru da kardeşimin ablası değil de annesi olduğumu sanmamdı . Ama itiraf etmeliyim ki sadece abla olmayı öğrenmemde çok faydalsı dokundu canım kardeşimin. (Çok özledim seni. )
Aşık da oldum bu şehirde, Zuhal Olcay’ın dediği gibi Ankara’da aşık olmak zordu… ama Ankara’daki İLK DOSTUM, İLK SIRDAŞIM, BEYZOŞUMMM çok kahrımı çekti. Ankara’da ne kadar zor gün yaşadıysam hep onun yanında ağladım. Başım ne zaman sıkışsa onun evinde aldım soluğu… O mavi koltuğun dili olsa da anlatsa… Ya da zor durumda olduğumu hissedip o koşup geldi… 

Bugün, canım dostumla tanışmamın yıl dönümü...
Bugün, işsizlik bunalımdan çıkmamın yıl dönümü...
Bugün, hayatımda bir dönemi kapatıp yepyeni bir dönemiaçmanın yıl dönümü….
Güzel dostlarım, canım kardeşim Emrem,  bir tanecik komşum iyi ki varsınız…
Ankara sizinle güzel…
Eğer daha Ankara’da yaşayacaksam sizinle birlikte olsun inşallah….
Sizleri çok seviyorum.
Zeynep

1 yorum: