16 Eylül 2011 Cuma

İskender

 

 Elif Şafak ve yeni kitabı: İskender..
Bu sefer bir Elif Şafak kitabı karşısında sevip sevmemek arasında kalakaldım.
Beni tanıyanlar Elif Şafak'ın kitaplarını ne çok sevdiğimi bilirler..Mahrem'in yeni çıktığı günlerden beri onu okurum her yeni kitabını dört gözle beklerim.
Okuyucunun yazarı ve kitaplarını fazlasıyla sahiplendiği durumlardan biridir benimkisi.
Bu sefer kitabın içine girişim uzun sürdü. Bir türlü kitaba kendimi kaptıramadım, kendimde buldum kabaati ama kitabı okumakta olan arkadaşlarımdan da benzer serzenişler durunca kitabın örgüsüne verdim bu durumu. Farklı karakterleri tanımakla geçiyor kitabın büyük bölümü. Onların farklı zamanlardaki yüzlerini görüyoruz. Kitap belkide son 50 sayfada birbirine bağlanıp insanın kafasında oturuyor. İnsanın yüreğine bir taş koyarak bitiyor.


İskender, Elif Şafak'ın birey olarak hayatta geldiği noktanın ürünü belkide. Pinhan, Mahrem gibi öğrencilik yıllarının bir ürünü değil. Araf gibi başka kıtalarda yaşamanın izdüşümlerini görebileceğimiz bir kitap da değil.
Evlenmiş, anne olmuş, erkek çocuğu sahibi olmuş bir kadının kitabı belkide. 'Erkek çocukları yetiştirenlerin gene anneler olduğu'  olgusu ile ülkemizdeki kadın cinayetleri  arasında daha gerçek bir kitap. Daha bize dair belki daha piyasaya yönelik bir kitap..
Yaşadıkları onu bu kitabı yazmaya mı getirmiştir yoksa tercihleri artık daha çok kişiye ulaşmaktır bilmiyorum. Kadın cinayetlerini işlemesi saygıya değer. 'Sultanım, Aslanım' die severek büyüttüğümüz oğullarımızın gün gelip namus adına karşımıza çıkabildiğini, bunda bizim yetiştirme yöntemimizin de payı olduğunu vurgulaması düşündürtücü.

Ama istemeden söylüyorum ben Elif Şafak kitabı tadını bulamadım bu kez. Hasretle beklediğim kitap bu kez gönlümü doyurmadı. Karakterlerin hiçbiri beynimde uzun süre yer etmedi. Dahası daha az altını çizdim bu kez kitabın.
Oysa,  Elif Şafak benim ifade edemediğim cümlelerin kurucusudur, kelimelerle süsleyendir. Cümleler daha sade geldi  bu kez. Masalsı cümleleri bulamadım. Elif Şafak'ın yazım tarzını okadar çok severim ki, hala onun kitabına kötü bir şey demeye dilim varmıyor. Ancak, belki kitabın İngilizce yazılıp sonrasında Türkçe'ye çevrilmesinden ( yazar böyle yazmayı tercih ettiğini söylüyor) belki de gene kendisinin röportajlar da ifade ettiği üzere kitabı daha uzun yazıp sonra bazı bölümleri çıkardığından aradığımı bulamadım ..
Kitabı okumak isteyenlere nacizane tavsiyem Elif Şafak'ın Milliyet kitapta çıkan röportajını okumaları olacak. Kitap  kendini böylece daha kolay açacak..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder